Kendini Dinlemek!..

Köylerde yaşayan için değil belki ama kentlerde yaşayan ve iş yoğunluğu nedeniyle tempolu çalışan insanlar büyük bir tehlike altındadır. Özellikle saate karşı yaşayan ve haftanın 5 veya 6 günü çalışmak zorunda olan insanlar bu tehlikenin özneleridir.

Çok çalışmak, yoğun olmak – tabi işsiz olmaktan iyidir- ama asıl mesele yoğunluğun getirdiği yükten dolayı kişinin kendisini dinleyememesidir daha doğusu dinlenememesidir. Hele kişinin zamanı kısıtlı, zevk alacak uğraşıları yoksa zamanla enerjisi tükenecek, hayata küsecek, çabuk yıpranacak ve hızla kendinden ve çevresinden uzaklaşacaktır.

Yorgun, argın ve yeterince dinlemeyen insan kendini işine veremeyecek, doğru ve anlamlı ilişkiler kuramayacak, somurtkan ve asık suratlı; yaptıklarından daha çok yapamadıkları ve yapamayacakları yüzünden bir ömrü heba edecektir.

Oysa çalışmanın içinde dinlenmekte vardır. Dinlenme olmayan bir çalışma eksik ve yanlıştır. İşin özü de ne kadar yoğun ve sıkı çalışmışsa insan dinlenme de o kadar uzun ve derin olmalıdır.

Dinlenmemek; fedakârlık etmek bizde kutsanız ama insan güç ve enerji toplayamadığından dolayı bir sonraki işe veya güne daha yorgun gider. Bu tekrarlanırsa kronik bir durum alır ve kişi yaptıklarından soğumaya kadar gidebilir.

Dinlenme aktif ve pasif olmak üzere ikiye ayrılır. Pasif dinlenmek tembellik etmektir ve insanın tembelliğe ihtiyacı vardır. Bir şey yapmadan yatmak, uyumak ve miskinlik beden, ruh ve duygular için gereklidir. İşin dozunu kaçırmadan bu pasif dinlenmeler önemlidir.

Aktif dinlenme ise adı üstünde bir takım hedefleri olan, kişiyi harekete, araştırmaya, eğlenmeye, sevk eden alışkanlıklardır. Spor, dans, gezi, araştırma, okuma, yarım kalan işleri yapma, yeni bir şey öğrenme, sinema, tiyatro vs gibi kültürel aktiviteler yapma, arkadaşlarla satranç, dama oynamak bu sınıfa girer.

Bunun dışında düşünmek için inzivaya çekilmek, birkaç gün ortamdan uzaklaşmakta bir tür aktif dinlenmedir ve gereklidir. İnsanlardan uzaklaşmak, insanın kendisiyle baş başa kalması da aynı derece de önemlidir.

Bazı insanlar yalnız kalmaktan ölesiye korkar. Bazıları ise insanlardan kaçar ve kendisiyle baş başa kalmayı tercih eder. İçe veya dışa dönüklük bir mizaç özelliğidir ve kişiye özgüdür ama insanın sorunlardan kaçmak için içine kapanması ruh hekimleri tarafından bir hastalık olarak kabule edilir ve önerilmez.

Modern yaşamın insanı doğadan ve doğallıktan uzaklaştırması ayrı bir konu olmakla birlikte yine de insan doğaya yönelmeli ve doğallığını korumak için de çok çalışmalıdır.

İnsanın kendisi gibi olması kadar güzel bir şey yoktur. Kimseyi mutlu etmek zorunda da değiliz. Kimseye ve hiçbir şeye zarar vermemek temel ilkedir. Dingin, huzurlu ve mutlu bir yaşam için kendimize vakit ayırmak kendimize yapacağımız büyük bir iyiliktir. Dinlenmeyi becermeyi de bir şekilde öğrenmelidir modern insan.                         

   Eylül 2019 Turgay Biçer

Scroll to Top